Turizm kenti Antalya'nın her yıl milyonlarca turisti ağırlayan 7,5 kilometrelik dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili, yıllar içerisinde erozyonla eriyince, kıyı çizgisinde gerileme olduğu görüldü. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nihat Dipova, bu erozyonu yerinde inceleyip, bir makale hazırladı. Uydu görüntüleriyle yapılan araştırmalar sonucunda kıyı bandının 1960'lı yıllardaki halinden 35 metre kadar gerilediğini tespit eden Prof. Dr. Dipova, gerilemenin ise 3 nedeni olduğunu söyledi.
LİMAN, TAŞ OCAKLARI VE BOĞAÇAYI PROJESİ
Erozyonun son yıllarda çok hız kazandığını anlatan Prof. Dr.
Dipova, erozyonun en net şekilde balıkçı barınağı tarafındaki kamu kurumlarına
ait dinlenme tesislerinin sahil kısmında olduğunu söyledi. Sahilde yalnızca bir
havlu serilecek kadar yer kaldığını anlatan Prof. Dr. Dipova, "1960'lı
yıllarda liman yapıldığından bu yana erozyon vardı. Son yıllarda oldukça hız
kazandı. Çizgisel olarak 35 metre kadar sahil kaybımız var. Düşeyde de ciddi
oranda plaj malzemesi kaybı var. Limanın mendireği, sahile gelecek kumu, çakılı
tutuyor. Antalya'da kum çakıl ocakları işletildi ve malzeme taşınmadı sahile.
3'üncü neden ise Boğaçayı projesinin ardından kum ve çakıllar denize ulaşmıyor.
Çay ağzı genişletildiği için suyun akım hızı yavaşladı o yüzden gelemiyor. Şu
anda burada bir havlu serecek kadar yer kaldı" diye konuştu.
Prof. Dr. Dipova, Kadınlar Plajı tarafında ve Boğaçayı kuzey
kısımlarında bir taş ve çakıl birikimin olduğunu gördüklerini söyledi. Limanın
bir zaruri ihtiyaç olduğunu, bu sebebi ortaya çıkardığı için 'yapılmamalıydı'
düşüncesinin doğru olmadığını anlatan Prof. Dr. Dipova, mühendislikte bir
şeyler yapılırken bazen bir şeylerin bozulmasının göze alınabildiğini söyledi.
Çözümün nasıl olacağını da anlatan Prof. Dr. Nihat Dipova, "Bu bir sorundu
ve çözüm önerileri elbette var. Boğaçayı'nın kuzeyinde ve Sarısu Kadınlar
Plajı'nın olduğu yerde biriken taş, kum ve çakıl taşıma yoluyla getirilip
buraya serilebilir. Ancak bu çözüm sürekli olmayacağı için bir süre sonra
yeniden eski görüntüsüne dönecek" dedi.
Prof. Dr. Dipova, uydudan elde ettikleri görüntüleri de paylaştı. Görüntülerde sahilin erimesi çekilen fotoğraflarla net bir şekilde görülüyor.
'SAHİLİN SON DURUMUNA BAKINCA İÇ GEÇİRİYORUM'
Antalyalı araştırmacı-yazar Emin Altıner (65) ise kentin ve
Konyaaltı Sahili'nin yaşadığı değişimi üzülerek anlattı. Doğduğundan bu yana
Antalya'da yaşadığını ve çocukluğundan bu yana kentteki her değişime birebir
tanıklık ettiğini anlatan Altıner, Konyaaltı Sahili'nin önceden daha geniş bir
alana yayıldığını ve burada kentte yaşayanların yaz aylarında obalar
kurduklarını ifade etti. Konyaaltı Sahili'ni besleyen Sarısu, Boğaçay ve
Arapsuyu ırmaklarının olduğunu ve 50 yıl önce bu ırmakların sahile sürekli olarak
alüvyon taşıdığını ve sahilin sürekli olarak bunlardan beslendiğini anlatan
Altıner, ''Antalya o yıllarda içinden 29 şelalenin geçip, denize döküldüğü bir
yerdi. Ancak bugünlerde yalnızca bir tane şelale kaldı. Hepsinin önünü bir
şekilde tıkadık. Maalesef betonla kapladık. Antalya turizmin başkenti oldu ama
birçok şeyi kaybettik. İnsan onlara üzülüyor. Sahilin son durumuna bakınca çok
iç geçiriyorum. Eskiden burada kazdığınız her yerden su çıkardı. Sahile akan
sularda yüzülürdü. O sular bitti. Maalesef sahil bandı geriye gitti" diye
konuştu.
YORUMLAR