Tarih: 19.08.2022 12:44

Sinop'ta savaşa rağmen kruvaziyer turizmi canlanıyor

Facebook Twitter Linked-in

Gelirlerinin yüzde 60’ını hizmetler sektöründen karşılayan Sinop, kruvaziyer turizmi ile yeni bir soluk yakalıyor. Kentin 7 bin yıllık tarihi, Roma ve Bizans kalıntıları, şiirlere şarkılara konu olmuş meşhur Sinop Cezaevi, doğa turizmi ve gastronomisi turizme güç verirken, yeni bir alan olarak da Avrupalı yaşlı turistlere yönelik vizyonu gelişime açık. Dünya Gazetesi'nin "Başkanlar Konuşuyor" söyleşisine konuk olan Sinop TSO Başkanı Salim Akbaş, kentin coğrafi konumu nedeniyle “uğrak” değil, bilinçli tercih edilerek gelinen bir destinasyon olduğunu söyledi.

Sahil şeridinin uzunluğu 175 km, kuzeydeyiz ama güney kıyımız var

Salim AKBAŞ Sinop TSO Başkanı şunları söyledi: "Ülkenin en kuzeyindeyiz. Sinop öyle “geçiyordum, uğradım” denilecek bir yer değil. Ana karadan yaklaşık 30-35 km kadar daha kuzeyde olan bir yapısı var. 210 bin nüfuslu. 175 km’lik bir sahil bandına sahip. 9 merkez ilçe ile beraber 9 ilçesi olan, eğitim oranı oldukça yüksek bir ilimiz. Soğuk Savaş döneminde, Amerikan İngiliz radarları buradaydı. O yüzden yabancılara alışık bir kültür de kente hakim. Sinop, nezih ve mutlu insanların kenti. Ama mutluluğumuz ekonomiden kaynaklanmıyor. Çünkü GSYH’den aldığımız pay 81 il açısından gerilerde. Ekonomimizin yüzde 60’ını hizmetler sektörü oluşturuyor. Yüzde 15 sanayiden, yüzde 25 tarımdan. Tarım deyince de balıkçılık da bunun içinde. Ancak iş gücü açığımız var. Okuma oranı yüksek olunca, beyaz yakalı sayımız daha fazla. OSB’mizdeki KOBİ’ler işçi bulmakta sıkıntı yaşıyor. Kentimizin en önemli potansiyeli turizm. Gelişmiş bir turizm altyapımız yok. Aslında çok gelişmiş bir turizm yapısına sahip değiliz. Yabancı turist çok buraya çok uğramıyor. Bakanlık belgeli işletmelerde gecelik konaklama 1,8 seviyesinde. Belediye işletmeleri daha uygun fiyatlı oralarda 2,2’lerde. Nitelikli yatak sayımız 4 bin 500 civarında. Bunun içinde 4 yıldızdan, hiç yıldızı olmayan işletmelere kadar giden bir yatak kapasitemiz var. Denizimizi pazarlamakta zorlanmışız, ama cezaevini çok iyi pazarlamışız. Sinop Cezaevi denildiği zaman, şiirlere şarkılara konu olmuş, filmlerde plato olarak kullanılmış oldukça bir yerden bahsediyoruz. Ancak şu anda AB projesi ile tadilatta. O nedenle 2 yıldır ziyaret edilemiyor. Gelen turistlerin neredeyse tamamı Sinop Cezaevi için geliyor.

50'nin üzerinde şelalemiz bulunuyor

Erfelek şelalelerimiz var. 50’nin üzerinde takım şelaleleri bunlar. Karadeniz’in en güzel tarafı. Sinop’u şöyle tarif ediyorum “sahil yönünden de, güneye cephesi olan kuzeydeki tek kent”. Fırtına olduğunda bile bir taraf sakin. Kastamonu, Çorum, Samsun, Amasya’dan gelen konuklarımızın Bodrum’uyuz. Kruvaziyer gemilerinin uğrak yeri haline geldik. Daha önceden bu oldukça yoğun kruvaziyer ağırlıyorduk. Kuzeyimizdeki savaş ilk başta etkiledi. Ama geçen aydan itibaren yine kruvaziyerleri misafir ediyoruz. Hafta da en az bir olmak üzere bu gemi geliyor. Şimdiye kadar yaklaşık 600-700 yabancı turist, 8-10 saat konaklamadan alışverişini yapıp, kent ekonomisine katkıda bulundu. Aslında kruvaziyer gemileri ile gelen turistler, bu kente farklı bir potansiyel kazandırabilir. Sadece günübirliğin ötesinde belki de 1 gece konaklayacak konuma getirebiliriz. Off -road etkinliklerimiz de var.

Zeugma'daki gibi mozaiklerimiz var

Bu şehrin 7 bin yıllık bir geçmişi var. Kentin neresini kazarsanız kazın her bir yanından tarih fışkırıyor. Balatlar kilisesi diye tabir ettiğimiz yer bundan 20-25 yıl önce kazılıp turizme açılsaydı, Meryem Ana kadar turist alırdı. Çünkü en son yapılan kazıda bir sanduka çıktı. İçinden çıkan parçalardaki haçın Hz. İsa’nın olduğu iddia ediliyor. Ancak kamulaştırma problemi var. Kruvaziyer turistinin çok merakla gezeceği bir yer. Bununla birlikte tıpkı Antakya’daki gibi, Zeugma’daki gibi mozaiklerimiz var. Sinop Müzesi’nde de bunlar teşhir ediliyor. Tüm bununla birlikte Avrupalı yaşlı turisti, kür merkezleri olacak şekilde ağırlayabiliriz. Huzurevi ortamında otel olabileceği varsayımında projeler yapıldı. Ancak sonuçlandırılamadı. Ama hayalim böyle işletmelerin olması.

THE CRUISE LIFE




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —